The New York Times tarafından yayınlanan bir makalede, Eric Adams’ın yaşam tarzının incelendiği belirtilmektedir. Makalede, Adams’ın son derece lüks bir hayat tarzını benimsediği ve bir belediye başkanı olarak nasıl bir yaşam sürdürdüğü detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Adams’ın lüks bir araca, yatak gibi konforlu, düz koltuklara ve serin şampanya içerek seyahat ettiği belirtilmektedir. Ayrıca, Adams’ın genellikle yemek sırasında zengin ve kaliteli yiyecekler tercih ettiği ve restoranlarda sıra beklemeden hizmet aldığı vurgulanmaktadır.
Makalede, Adams’ın bu lüks yaşam tarzının nasıl finanse edildiğine de değinilmektedir. Adams’ın kampanya sırasında topladığı bağışlar ve kişisel servetinin yanı sıra, çeşitli sponsorluk anlaşmaları yaptığı ve etkinliklere katılarak maaşının üzerine ek gelir elde ettiği belirtilmektedir. Ayrıca, Adams’ın medya ve özel danışmanlık firmalarıyla da çalıştığı ve bu sayede ek gelir elde ettiği ifade edilmektedir.
Adams’ın yaşam tarzının eleştirilere neden olabileceğine değinilen makalede, belediye başkanının halkın beklentilerine uygun bir şekilde yaşaması gerektiği vurgulanmaktadır. Adams’ın lüks ve gösterişli bir yaşam tarzı benimsemesinin, halkın güven ve desteğini zedeleyebileceği ve seçmenler arasında tepkilere neden olabileceği belirtilmektedir. Ayrıca, halkın vergileriyle finanse edilen bir belediye başkanının bu kadar lüks bir yaşam sürmesinin etik olup olmadığı tartışma konusu olarak ele alınmaktadır.
Makalede, Adams’ın yaşam tarzının yanı sıra, belediye başkanı olarak yaptığı icraatlara da değinilmektedir. Adams’ın göreve gelmesinin ardından şehirde yapılan bazı düzenlemeler ve planların yanı sıra, halka yönelik sunulan hizmetlerin de arttığı ve iyileştirildiği belirtilmektedir. Ancak, Adams’ın lüks yaşam tarzının gölgesinde kalan bu başarıların yeterince dikkate alınmadığı ve medyanın genellikle Adams’ın gösterişli hayatını eleştiri konusu yaptığı ifade edilmektedir.
Makalenin sonunda, Adams’ın lüks yaşam tarzının genel bir algı yarattığı ve seçmenlerin beklentileriyle çeliştiği vurgulanmaktadır. Belediye başkanının halkın güvenini kazanması ve onların desteğini alması için daha mütevazı bir yaşam tarzı benimsemesi gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, Adams’ın hayat tarzının sadece onun kişisel tercihi olmadığı, aynı zamanda halkın da onun yaşam tarzını finanse ettiği ve bu nedenle sorumlu davranması gerektiği vurgulanmaktadır.