Istanbul candidate selection in focus as AK Party gears up for local polls | Daily Sabah - Daily Sabah

AK Parti yerel seçimlere hazırlanırken İstanbul aday seçimi odak noktası haline geliyor

4 aydan az bir süre kaldı ve yerel seçimler yaklaştıkça Türkiye’nin siyasi partileri adaylarını belirleme sürecinin kritik aşamasına girmiş durumda. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) özellikle aday seçim sürecine aktif olarak dahil olmuş durumda ve partinin başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da seçimlere çalışma saatlerinin büyük kısmını ayırıyor. İstanbul’da geçirdiği hafta sonu boyunca Erdoğan, partisinin il örgütüyle kritik toplantılar yaparak, mühürlü zarf usulüyle gizli adaylık süreci uygulanmıştır. Bu süreç, partinin üyelerinin görüşlerini alarak çoğunluğun onayını kazanan bir aday belirlemeyi hedeflemektedir. Parti içi anketin ardından AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, Pazar günü parti İstanbul genel merkezinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Aralık ayının sonlarına doğru, genel seçimlerdeki başarımızın ardından yerel seçim hazırlıklarımız hız kazanırken büyük şehirler için adaylarımızı açıklayacağız,” dedi. Çelik, Erdoğan’ın AK Parti geleneği içinde demokratik değerlere bağlılığını vurguladı. “Başkanımız, partinin demokratik bir yapıya sahip olmasını sağlamak için çeşitli mekanizmaların oluşturulmasını yönlendirdi ve örgütsel iradenin tam olarak ifade edilmesi için aktif bir şekilde faaliyet gösteriyoruz,” diye açıkladı. Partinin ortak akla bağlılığını vurgulayarak, “Bütün sürecin her adayın yansıttığı güçlü bir sistemi geliştiriyoruz, böylece üyelerimiz dış etkilenmeden tercihlerini özgürce ifade edebiliyor,” de ekledi. “Bu siyasi yaklaşım diğer partiler için örnek teşkil ediyor ve demokratik katılım için model oluşturuyor.” Çelik, “Siyasi partiler halkın gündemiyle uyumlu olmalıdır ve çabalarımız ulusumuza önemli katkılar sunmayı amaçlıyor,” dedi. AK Parti’nin seçim takviminin planlandığı gibi ilerlediğini doğruladı. Bu paralel gelişmelerle ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), son zamanlarda 227 seçim bölgesi için ve dört büyük şehir için belediye başkan adaylarını belirlemiştir. Parti meclisinde alınan bu kararla İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nu, başkent Ankara’da ise Mansur Yavaş’ı seçmekte karar kılmıştır. Artık her iki büyük partinin de gelecek seçim için hazırlıklarını yaptığı dinamik ve rekabetçi bir seçim atmosferi belirmiştir. Türkiye’nin en büyük şehri ve ekonomik merkezi olan İstanbul, çeşitli siyasi hareketlerin kalesi olarak Türkiye’nin siyasi manzarasında önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Seçimlerin sonucu sadece bir belediye başkanının atanması anlamına gelmiyor, aynı zamanda mevcut siyasi dinamikleri pekiştirebilir veya genel siyasi dengeyi değişebilir bir döneme işaret edebilir. İstanbul’un belediye başkanının sahip olduğu etkili konum, yerel yönetim ve politikaları ulusal düzeyde etkileyebilmektedir. Ülke çapında anket ve kampanya dönemi henüz başlamamış olsa da, bekleme süresi içinde bazı anketler, mevcut belediye başkanı için zorlu bir tablo çizmiş ve şehrin siyasi manzarasının değişme noktasında olduğunu göstermiştir. Anketler, İstanbul sakinlerinin, belediye yönetiminin çeşitli yönleriyle ilgili memnuniyetsizliğin, oy tercihlerini etkileme olasılığının bulunduğunu göstermektedir. İmamoğlu’na destekte olmama potansiyeline katkıda bulunan birincil faktörlerden biri, İstanbul sakinlerinin dikkate alınmayan şikayet ve endişeleri konusunda geniş bir algılamadır. Ne kadar canlı ve dinamik olursa olsun, şehir, vatandaşlarını mevcut durumdan memnuniyetsiz bırakan bir dizi sorunla boğuşmuştur. Bu memnuniyetsizliğin temelinde yatan en önemli sorun, toplu taşımadır. Trafik sıkışıklığı, sakinlerin uzun süren yolculuklarla karşı karşıya kalmasından dolayı büyük bir memnuniyetsizlik kaynağı haline gelmiştir ve günlük seyahatlerini kolaylaştırmak için pratik çözümler aramaktadırlar. Trafik sıkışıklığını hafifletmek amacıyla tasarlanmış olan mevcut toplu taşıma ağı, İstanbul’un genişleyen nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz olduğu algısı yaratmıştır. Kalabalık otobüsler, metrobüsler ve metro hatlarına ilişkin şikayetler yaygındır ve bu da yolcular için rahatsızlık ve gecikme kaynağıdır. Güvenilir hizmetlerin eksik olduğu algısı, şehir yönetiminin bu temel kent hayatı unsurlarına nasıl yaklaştığını sorgulanmasına sebep olmuştur. Erişilebilirlik sorunları da eklenince, bazı mahallelerin yetersiz hizmet aldığını hissetmekte ve özellikle dış bölgelerde ulaşım seçeneklerinin kısıtlı olduğu konusunda sakinler sıkıntılarını ifade etmektedirler. Hizmet kalitesinin eşitsiz dağılımı, bir tür adaletsizlik hissi yaratmış ve daha kapsamlı ve kapsayıcı bir toplu taşıma stratejisine ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştır.