Dilan Polat sinir krizi geçirdi: Kendine zarar verdi – Sözcü

Sosyal medya fenomeni Dilan Polat, vergi usul kanununa muhalefet ve kara para aklama gibi suçlarla 6 aydır tutuklu bulunan bir isim olarak gündeme geldi. Polat, Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu süreçte sinir krizi geçirdi ve kendine zarar verdi. Bu durum üzerine cezaevi yetkilileri tarafından Polat’a yapılan tedavi, cezaevinde gerçekleştirildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun yürüttüğü soruşturma kapsamında Dilan Polat ve Engin Polat gibi 12 kişi tutuklanmış ve cezaevine gönderilmişti. Bu süreçte Polat’a Banu Parlak’ın işyerinin kurşunlanması ve komşularıyla yaşadıkları kavga gibi birçok soruşturma başlatıldı. Ancak 19 Nisan tarihinde Polat ailesine yönelik ‘Kara para aklama’ soruşturması kapsamında ‘Vergi usul kanununa muhalefet’ suçundan tahliye kararı verilmiş, diğer suçlardan dolayı tutukluluk hali devam etmişti.

Küçükçekmece Adliyesi’nde devam eden Banu Parlak’ın işyerinin kurşunlanması davasında da Polat’ın tutukluluğuna devam kararı verilmişti. Bu süreçte cezaevinde sinir krizi geçirerek kendine zarar veren Polat’ın vücudunda kesikler ve morluklar oluştu. Avukatı Hüseyin Kaya, Polat’ın sağlık durumunun şu anda iyi olduğunu belirtirken, psikolojik durumunun kötü olduğunu ve hastaneye sevk edilme ihtimalinin bulunduğunu ifade etti.

Bu olay, sosyal medya fenomeni Dilan Polat’ın tutukluluk sürecinin nasıl bir etkisi olduğunu ve cezaevindeki koşulların ne şekilde ruhsal sağlık üzerinde etkili olduğunu gösterdi. Aynı zamanda, ülkemizde vergi usul kanunlarına muhalefet gibi ekonomik suçlarla mücadele kapsamında uygulanan tutuklamaların ve yargılamanın nasıl bir süreç olduğunu da gözler önüne serdi. Bu nedenle, bu tür suçlarla ilgili daha etkili önlemler alınması ve tutuklu bulunan kişilerin ruhsal sağlıklarının korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Kim olursa olsun, herkesin adil bir yargılama sürecine tabi tutulması ve insan haklarına saygı gösterilmesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin gereğidir. Bu tür durumların tekrarlanmaması ve benzer olayların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasının önemine vurgu yapmak gerekmektedir.