Felsefenin ve İsa’nın son akşam yemeği… - Milliyet

Felsefenin ve İsa’nın son akşam yemeği… – Milliyet

Modern olimpiyatların kurucusu Pierre de Coubertin, yaz oyunlarının dünya barışını teşvik edeceğine inanıyordu. Ancak zaman içerisinde olimpiyatlar siyasetin gölgesinde kalarak, barışı sağlamak yerine propaganda aracı haline geldi. Tarihte birçok olay olimpiyatların siyasi bir platform olduğunu gösterdi. 1936 Berlin olimpiyatları Nazi propagandasına aracılık etti, 1972 Münih olayları rehin alınan İsrailli sporcuların ölümüne neden oldu, 1980 Moskova olimpiyatları Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali nedeniyle boykot edildi ve 1984 Los Angeles olimpiyatları Sovyetler Birliği tarafından güvenlik gerekçesiyle boykot edildi.

Paris 2024 olimpiyatları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi nedeniyle oyunlara alınmazken, İsrail’in Gazze’yi işgal etmesine rağmen oyunlarda yer aldı. Bu çelişki şaşkınlık yaratırken, Paris’in tarih boyunca felsefe ve edebiyatın başkenti olduğu hatırlatıldı. Ancak Paris 2024 olimpiyatları, felsefe ve tarihi zenginliğiyle değil, neoliberalizmin LGBT dayatmasıyla gündeme geldi. Başörtülü kadın atlet Sylla’nın sadece şapka takması şartıyla açılışa katılmasına izin verilirken, Leonardo da Vinci’nin Hz. İsa’nın Son Akşam Yemeği freski, sakallı drag queen’ler ile canlandırıldı.

Fransa’nın hükümetler arası değişimlere rağmen yüzölçümü aynı kalırken, küçülen bir ülke olarak algılandığı vurgulandı. Farklı olanın saygı duyulması gereken bir değer olduğunun altı çizilirken, Paris’in bireylerin tercihlerine saygı gösterememesi ve özgürlüğü sadece cinsellikle ilişkilendirmesi eleştirildi. Paris 2024 olimpiyatları, felsefenin çöküşünü ve tarihi mirasını gölgede bırakarak, daha popüler ve yüzeysel bir söylemle yola devam etti.

Olimpiyatların tarih boyunca siyasi bir platform olarak kullanıldığı ve aslında barışı sağlayacağına inanılan idealin gerçekte uygulanamadığı vurgulandı. Paris 2024 olimpiyatları da bu geleneği sürdürerek, siyasetin ve popülerliğin gölgesinde kalarak, tarihin ve felsefenin derinliklerine ulaşamadı. Paris, bir zamanlar düşünce özgürlüğü ve edebi mirası ile anılan, barışın sembolü olan bir şehirken, bugün popüler kültür ve politikanın etkisi altında kalarak olimpiyatları ev sahipliği yapması, tarihi bir ironi olarak değerlendirildi.