2018 yılında İsrail güvenlik yetkilileri önemli bir istihbarat başarısı elde etti: Hamas’ın operasyonlarını finanse etmek için kullandığı gizli belgeler. Bu belgeler, bir Hamas yetkilisinin bilgisayarından çalındı ve milyonlarca dolarlık varlıkları listeliyordu. Hamas, Sudan’da madencilik, tavuk çiftçiliği ve yol yapım şirketlerini, Birleşik Arap Emirlikleri’nde ikiz gökdelenleri, Cezayir’de bir gayrimenkul geliştiricisini ve Türk borsasında listelenen bir gayrimenkul firmasını kontrol ediyordu. Belge, Hamas’ın finansmanını engellemek ve planlarını durdurmak için potansiyel bir yol haritası oluşturuyordu. Belgeyi alan ajanlar bunu kendi hükümetleri ve Washington’da paylaştılar, ancak hiçbir şey yapılmadı. Yıllar boyunca, İsrail ve Amerikan yetkililer finansal istihbarata öncelik vermedi ve milyonlarca doların Hamas’a aktığını gösteren belgeleri es geçtiler. 2022 yılında ABD Hazine Bakanlığı nihayet ağa karşı yaptırımlar uyguladığında bile, Hamas ile bağlantılı kişilerin kara listelenen bir şirketten hisse satmalarıyla milyonlarca dolar elde edebildikleri ortaya çıktı. Gizli ağ, Hamas’ın savaşını finanse etmesine ve savaş bittiğinde yeniden inşa etmesine olanak tanıyor.
İsrail’in terörizm finansı soruşturmacıları, 2018’de yaptıkları keşfi durdurma umuduyla olmuştu. Ancak İsrail ve Amerikan hükümetlerinin en üst düzeylerinde, yetkililer İran’a karşı çeşitli finansal yaptırımlar uygulanmasına odaklanıyordu ve Hamas’a öncelik vermiyordu. Ancak, keşif yapan ajanlar, şirketlerin ve yatırımcıların belgeleri durdurmalarını ve Hamas bağlantılı şirketlerle iş yapmayı durdurmasını umarak bazı belgeleri Facebook’a yüklemişlerdir. 2018 keşfinden sonra, Hamas’ın para ağı, finansal sistemde daha derinlere gömüldüğü ortaya çıkmıştır.
Bu ağ, özellikle Türkiye’de önemliydi. Arap Yarımadası’nda Hamas’a hoşgörü göstermeyen Suudi Arabistan, önemli bir gelir kaynağı olan Sudan’daki gelirlerinden vazgeçti. Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin Hamas’ı suçlamaması, Türkiye’deki faaliyetlerini net bir şekilde sınırlamaması dikkat çekicidir. 2019 yılına gelindiğinde, Hüsam Al-Shawa ve diğer Hamas’la bağlantılı kişilerin, Türk bankalarında dolar hesaplarına sahip olabildiği görülmüştür. Trend GYO başta olmak üzere Hamas’la bağlantılı şirketlerin kara listesine alınmasına rağmen, Türkiye’de halen faaliyet göstermeye devam ettiği tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nde finansal istihbarat öncelikli bir konu olarak ele alınmalı ve terör örgütlerinin finansal ağları daha etkili bir şekilde engellenmelidir. Bu ağların etkin bir şekilde takip edilmesi ve engellenmesi, terör örgütlerinin silahlanmasına ve saldırılarına kaynak sağlayan temel bir adım olacaktır. Bu nedenle, finansal istihbaratın önemi ve etkinliği vurgulanmalı ve gerekli önlemler acilen alınmalıdır.