To the City: Life and Death Along the Ancient Walls of Istanbul by Alexander Christie-Miller - review by Jason Goodwin - Literary Review

İstanbul’un Antik Surları Boyunca Hayat ve Ölüm: Alexander Christie-Miller’in Şehre Bakışı – Jason Goodwin’in İncelemesi – Edebiyat İncelemesi

Istanbul, yer için önemli bir yerdir. Aslında, “Nerelisiniz?” sorusu, bu şehirde pek dikkat çekmez. Alexander Christie-Miller’a göre, neredeyse herkes orada başka bir yerden gelmiştir ve uzun zamandır böyledir. MS 330’da İstanbul’u kuran Roma imparatoru Sırbistan’da doğmuş ve York’ta imparator ilan edilmiştir. Kenti bin yıldan fazla bir süre sonra ele geçiren Türkler, Balkanlar, Avrasya Stepleri ve Anadolu’nun dağ köylerinden gelen dalgaları içlerine sindirmişlerdir. Son kırk yılda nüfusu üç milyondan on beş milyona kadar artan bir şehirde doğan birçok insanın farklı kökenleri vardır. Recep Tayyip Erdoğan, nihayetinde cumhurbaşkanı olmadan önce başarılı bir futbolcu ve İstanbul belediye başkanıydı ve 1930’larda Karadeniz bölgesinden İstanbul’a göç eden bir aileden geliyor. Kitabın adı, Tu Şehire, ortaçağ Yunanca ifadesi olan stin polin’in Türkçe çevirisidir ve İstanbul’un isminin doğduğu yer olduğu düşünülmektedir. “Şehre”, bir bakıma, her şeyi kapsar: yabancılar, şehri yaklaşırken güzelliğini övecek, ancak karaya çıkıldıktan sonra dar ve kirli sokaklarından geri çekileceklerdir. Bir Rönesans elçisi tarafından deklare edildiği gibi, “dünyanın göbeği” olmaya mahkum bir şehirdir, bir başka deyişle, Alexander William Kinglake’in de ifade ettiği gibi, “sokakta size 120 top ile karşılaşan bir gemidir”. 20. yüzyılın İstanbul kronikçisi John Freely, her zaman sokaklarındaki tuhaf ve beklemediği karakterlere çekilmiştir; şehirdeki tuhaf tipler, sokaklarda yaşayan beyaz Ruslar, hüzünlü Ermeniler, son kalan Yunanlar, sokak satıcıları, centilmen bilginler ve ciddi küçük esnaflar, tıpkı yıkılan duvarlarındaki güvercinler gibi, şehirde bir yer bulmuşlardır. Değişmez. Son yirmi yıl İstanbul sokaklarında hızlı bir gelişmeyi gördü ve Türk toplumu ve siyasetinde devrimler yaşandı, bu da dünyanın göbeğinin yeni bir incelenmesi için uygun bir zamanın geldiğini gösteriyor. Christie-Miller, bu görev için mükemmel donanıma sahiptir ve kitabı sürükleyici ve etkileyicidir. Maalesef, zamanla şehirler değişir. Son yirmi yıl, İstanbul sokaklarında hızlı bir gelişmeyi ve Türk toplumu ve siyasetinde devrimleri gördü, bu da dünyanın göbeğinin yeni bir incelemesi için uygun bir zamanın geldiğini gösteriyor. Christie-Miller bu görev için tam olarak donanımlıdır ve kitabı içerik anlamında çekicidir.