Le Fumoir, Ciragan Palace, Istanbul, Turkey

Le Fumoir, İstanbul, Türkiye – Sigara Tutkunları için Ciragan Sarayı

Osmanlı padişahları arasında, her padişahın önceki padişahın yaşadığı sarayı kullanmak yerine kendi sarayını inşa etme geleneği, 18. ve 19. yüzyılda sürdürülen bir uygulamaydı. 1860’ların başlarında inşa edilen Çırağan Sarayı, bu geleneğin son örneğiydi. 1990 yılında beş yıldızlı bir otel olarak dönüştürülen Çırağan Sarayı, son otuz yılı aşkın süredir sadece İstanbul’un mücevheri ve lüks Kempinski markasının global bayrak gemisi olmakla kalmayıp dünyadaki en ünlü ve simge niteliğindeki büyük otellerden biri olmuştur. Tesis tamamen en üstten aşağıya yeniden inşa edilmiş olup, bir puro salonuna sahiptir.

Orijinal sarayda 11 adet lüks süit bulunurken, modern ve tarzı uygun lüks bir otel kanadında 300’den fazla oda ve süit bulunmaktadır. Bu iki bölüm, geniş bahçelerle birbirlerine bağlanmıştır. Le Fumoir puro salonunu burada bulabilirsiniz ve bu alan Boğaziçi kıyısında bulunan, Avrupa ve Asya’yı ayıran bir nehir olan bir ortam sağlamaktadır. Sonuç olarak, dünyanın en canlı şehirlerinden birinin canlı kalbinde bir tatil köyü hissi oluşturulmuştur.

Le Fumoir’da konaklamak zorunda kalmasanız da keyif almak mümkün. Aslında, Le Fumoir 2010’da gerçekleştirilen ilk yenileme dalgasında eklendiğinden beri, yerel halkın ve ziyaretçilerin favorisi olmuş, gün batımı kokteylleri için, yemek öncesi ve sonrası içkiler için ve gece biraları için oldukça popüler bir mekandır. Sigara içenler için, genel olarak Türkiye’de sigara içmek yaygın olsa da, şehirdeki puroların bulunabilirliği, kalitesi, saklanması ve otantikliği genellikle sorunludur.

Le Fumoir’daki bar geniş ve iç kısmında gerçek barın yanı sıra geniş dış mekan oturma alanlarına yer vermiştir. Bu genellikle sıcak hava seven İstanbul’da, nehir kenarındaki ortamın keyfini çıkarmak isteyen ziyaretçiler için güneşten korunmak amacıyla şemsiyeler yerleştirilmiş olan beyaz kapalı kümeler ve düşük masalar bulunmaktadır. Bu oturma alanı, palmiye ağaçları ile çevrili olup, yeni otel kanadı ve su arasına yerleştirilmiştir. Salonun duvarlarının çoğu camdan yapılmıştır, böylece kapalı ortamdan dışarıdakileri görmek mümkündür. Barede kırmızı deri kaplamalı tabureler bulunurken, iç mekanın geri kalanı yuvarlak masalar ve kırmızı deri sandalyelerle doldurulmuştur. Ayrıca bir puro saklama dolabı bulunmaktadır.

Bu iki bölüm arasında, aynı anda yüz misafir rahatlıkla hizmet alabilir ve servis mükemmeldir. Uzun içki listesi tablet üzerinde sunulmakta olup, oldukça geniş bir viski, Bourbon, rom (çoğu Küba), Cognac, raki (Türkiye’nin ouzo tarzı içkisi) ve şampanya seçkisi, birçok imza kokteyl, ve oldukça iyi Türk şarapları bulunan uzun bir şarap listesi içermektedir.

Puro listesi oldukça özeldir ve düzenli olarak kullanılabilen yaklaşık 15 seçeneği bulunmaktadır, ancak buradaki arz durumuna göre genellikle ekstra menü dışı seçenekler mevcuttur. Basılı liste neredeyse tamamen Küba menşeli olup (Davidoff ve Gurkha’dan birkaç seçenek hariç), Cohiba, Romeo y Julieta, Trinidad, Partagás ve Hoyo de Monterrey gibi seçenekler içermektedir. Partagás Serie D No. 4, 54 dolar iken, listede en yüksek Cohiba’nın Siglo VI ve Romeo y Julieta’nın Línea de Oro Nobles gibi seçenekleri yaklaşık 170 dolardır.

Otelin uzun süredir görev yapan İsviçreli genel müdürü Ralph Radtke, kendi puro dolabını tutan büyük bir puro hayranıdır ve sıklıkla bu kişisel stokunu bilgili misafirlere sunar. “Burada çok fazla kısıtlamamız var ve birçok sahte var, bu yüzden koleksiyonu bizzat denetliyorum ve muhtemelen şehirdeki en kapsamlı koleksiyon burada,” diyor.

Bu tek başına ziyaret etmek için yeterli bir nedenken, gerçek cazibe, eşsiz konum, yüzyıllık tarihi içeren manzaralar ve şehirde eşi benzeri olmayan hizmet, atmosfer, içecekler ve tütün kombinasyonunda bulunmaktadır.