Teknoloji Hakkında Düşüncemizi Değiştiriyoruz

Bilgi güç demek, ama asıl güç, bu bilgiyi nasıl uyguladığınla ve ne tür kararlar aldığınla ilgili. Genellikle, sorunlara bakış açımızdan ve alternatif stratejilere ayırdığımız zaman miktarından dolayı, hem taktiksel hem de kısa vadeli düşünmede bir eksiklik oluyor.
Örneğin, salgını ele alalım. BT departmanları, hızlıca uzaktan çalışma imkanı sağlamak için teknolojiyi kullanarak güvenlik sorunlarıyla mücadele ediyor. Ancak teknolojinin uygulanması işletmeyi mutlaka daha güvenli hale getirmez. İşletme yalnızca güvenlik ekibinin uyarılara göre hareket etmesi ve ekiplerin bir uyarının ne kadar ciddi olduğunu değerlendirmesine olanak tanıyan bir süreç olmalı.
Daha derine inerek sorunları düşündüğümüzde, aslında acelemiz yüzünden yeterince eleştirel düşünmüyoruz. Bu düşünme tarzının harika bir örneği de Fosil Geleceği Filozof Alex Epstein’ın bir kitabı. Epstein’ın teorilerinin doğru mu yanlış mı olduğunu tartışmıyor olsak da, farklı düşündüğü için yetkin kişi olduğunu söyleyebiliriz.
Geriye bakarsak, pandemiye en iyi şekilde nasıl başa çıkacağımızı düşünmek için doğru seçimleri yaptık mı? Her şey dijitalleşti ve bütün kararlar sadece veriler ve sonuçlar üzerinden mi yapılıyor? Bu düşünce süreci, hatalardan ders alıp gelecekteki adımlarımızı planlama konusunda önemli bir adım.
Pandemiden bu yana insanların iş günleri ve etkileşim şeklimiz değişti. Çoğu zaman evden çalışmak daha rahat gibi gözükse de, işbirliği ve geri bildirimle geçirilen günler çok daha değerlidir. Ekip çalışmaları, duygusal ve ruhsal enerjiyi artırır, böylece daha iyi kararlar alınabilir.
İngiliz futbol takımının başarısı, futbol dışındaki uzmanlardan da yardım alamak istemesi sayesinde elde edildi. Her zaman aynı şeyi yapmak yerine, farklı düşüncelerle yeni sonuçlar elde etmeliyiz. Bu, teknolojiden futbola kadar her alanda geçerlidir.