Türkiye’deki hekimler ve diğer sağlık çalışanları, Gazze’deki sivillere yönelik saldırılara dikkat çekmek ve Filistinli meslektaşlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etmek amacıyla sessiz yürüyüşlerinin 16. haftasına girdiler. Diyarbakır ve pek çok farklı ilde eş zamanlı olarak düzenlenen “Hekimlerin Sessiz Yürüyüşü” etkinliği, Gazze’deki insani krize uluslararası ilginin hemen göz önüne alınması gerekliliğini yaşayanların yüreklerine dokunuyor.
Şeyh Said Meydanı’nda toplanan sağlık çalışanları ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, Ulu Cami’ye doğru sakin bir yürüyüşe başlamadan önce bir araya geldiler. Yürüyüş, merkezi Sur ilçesindeki Ulu Cami kampüsünde, kararlı bir 3. sınıf diş hekimliği öğrencisi olan Ferhat Furkan Ak’ın yaptığı basın açıklaması ile sona erdi.
Ak’ın coşkulu konuşmasında, Gazze’deki krizin uzun süreli olduğu vurgulanarak, halkına Siyonist işgal rejimi tarafından yaşatılan acımasızlığa dikkat çekildi. “148 gündür dünya, Gazze’nin kanadığını, masum insanların hayatını kaybettiğini, meslektaşlarımızın şehit edildiğini izliyor. Bu sessizlik sona ermeli. Bu tür zulümler yaşanırken sessiz kalamayız.” dedi.
Ak, Gazze’deki can kaybı ve yıkım istatistiklerine dikkat çekerek, 7 Ekim’den bu yana 337 sağlık personelinin ölümünü, 99’unun tutuklanmasını ve 150 sağlık kurumunun hedef alınmasını yas tutarak paylaştı. Ayrıca, Gazze’deki hastanelerin yaşadığı zor duruma da dikkat çekerek, yakıt sıkıntısının trajik ölümlere ve tıbbi bakımın tehlikeye girmesine neden olduğunu vurguladı.
Uluslararası Adalet Divanı tarafından zorunlu kılınan insani yardım erişimine yönelik çağrıyı yinelerken, Ak, Gazze’deki kuşatılmış nüfusun korunması ve refahının sağlanması için sürdürülen uluslararası baskının sürdürülmesini istedi. “Dünya, masumların acısını hafifletmek için hemen harekete geçmelidir. Siyasi çıkarların insan haklarından daha ağır basmasına izin veremeyiz.” dedi.
Vahşete karşı sadece kınamak yerine, Ak, baskıya ortak olma karşı adımların atılmasını istedi. İşgal rejimini destekleyen şirket ve kurumların birlikte boykot edilmesini talep ederek, toplu çabaların anlamlı değişime etki etme potansiyelini vurguladı.
Gazze’deki meslektaşlarına karşı dayanışma içinde olduklarını ifade eden Türk sağlık çalışanları, Sessiz Yürüyüş’e olan bağlılıklarını teyit ettiler. Ak, meslektaşlar, sağlık çalışanları ve vicdan sahibi tüm bireylere onurlu bir amaç için katılmalarına ve baskıya karşı durmalarına dair içten bir davet sundu.
Devam eden Sessiz Yürüyüş, Türk sağlık profesyonellerinin ve sivil toplumunun, Gazze’deki Filistin halkını temsilen adalet ve insani ilkeleri savunmak için verdiği kararlılık ve merhametin unutulmaz bir kanıtı olarak duruyor.