Üçüncü dünya savaşı mı? – Gazete Duvar

Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın üçüncü dünya savaşı tehlikesine dikkat çektiği açıklamaları, Ukrayna ve Gazze’deki gelişmelerin bölgesel ve hatta küresel bir savaşa dönüşme riskini vurguluyor. Özellikle Rusya’nın askeri güç birlikleri, Çin-Rusya yakınlaşması ve ABD ile Rusya arasındaki telefon görüşmesi bu tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Biden’ın görevinden ayrılması ve Trump’ın geri dönmesini beklemesi, bölgedeki gerilimi artırıyor. Aynı şekilde İsrail’in savaş tehditleri, Lübnan’a saldırı planları ve İran’a karşı düşmanca tavrı da sorunları büyütüyor.
Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ta yaşanan gelişmelere ilişkin uyarıları, bölgedeki gerilimin artışına dikkat çekiyor. Rum kesiminin askeri operasyonlara lojistik destek vermesi ve savaşa dahil olması, riskleri artırıyor. Türkiye’nin kırmızı çizgilerini belirlemesi ve caydırıcılığını göstermesi gerektiği vurgulanıyor.
Amerika’nın Lübnan ve İsrail arasında diplomasi çağrısında bulunması, gerilimi azaltacak bir adım olarak görülüyor. Ancak bölgedeki çatışmaların yatışması ve Hizbullah ile müzakerelerin sürmesi için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor. İsrail’in hızlı bir şekilde harekete geçme planlarına karşı sivil kanatlardan da tepkiler yükseliyor.
Netanyahu’nun politikalarına ve savaş çıkarma girişimlerine karşı iç ve dış baskıların artması, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırabilir. Türkiye’nin bu süreci yakından takip etmesi ve gerekli adımları atmaya hazır olması önem taşıyor. Güneyden ve kuzeyden gelen tehditler karşısında Türkiye’nin dikkatli ve stratejik bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor. Endişe verici gelişmeler karşısında tedbirli olmak ve gerektiğinde uluslararası toplumla iş birliği içinde hareket etmek önem arz ediyor.